13.12.2021, 21:19

Osmaniye Üstüne Güzellemeler / I

Şehirlerin doğusu ve batısı başka başkadır. Bu başkalık yön göstergesi dışında ülkenin gelişmişlik göstergesidir de. Ülke genelinde olduğu gibi illerin genelinde de sonradan başlayacak bir atılımla batının gelişmişliğine karşı, doğunun geri kalmışlığı söz konusudur. Osmaniye’nin doğusunu ve batısını hep bu gözle izledim.

Osmaniye’ye çocukluk yıllarımda, genellikle doğudan giriş-çıkış yapardım; Kahramanmaraş, Hasanbeyli istikametinden. Hatta bu yıllarda doğusunda ikamet ediyorduk. 1980’lerin askeriyesi, eski hastanesi, bölge trafiği, DSİ’si… hâlâ capcanlı hayalimdedir. O yıllar, 80 ile 90’lı yıllar arası, Osmaniye’nin doğusu batısına oranla daha gelişmişti. Osmaniye’de doğunun gelişmişliğine paralel bu yıllarda, doğulu bir anlayış da hâkimdi ve dahi daha muhafazakârdı. Adana’ya bağlı bir ilçe için bu hâl, biraz da tuhaftı belki. Ne ki bu da çok uzun sürmedi. Batı etkisi geç ulaştı, pir ulaştı. Batısı zamana yakışır hamleler yapmaya başladı; yüksekokulun o istikamette kurulmuş olması, yeni sanayi siteleri… değişim habercisi oldular. İlk çok katlılık örneği ‘Metin Tamer Sitesi’ydi ki bununla ilk kez bir modern görüntü verilmiş, kentleşme adımı atılmıştı. Bu kentleşme kıpırtıları il olmasıyla birlikte batıyı kanatlandırdı; Fidanlık’a temeli atılan valilik, yenileşen petrol istasyonları… Batı istikametinin parlamasıydı. Derken batının bahtı ülke genelinde olduğu gibi, Osmaniye’de de aydınlandı. Çok değil, bir on yıl içinde duruma tamamen batı hâkim oldu.

Ülkenin gelişmişlik göstergesi, çiçeği burnunda il olan Osmaniye’ye yön olarak sirayet etmişti. Ülkenin batısı gibi, Osmaniye’nin batısı da doğusuna göre katbekat gelişti. Batı, bununla da kalmayıp doğunun elindeki en önemli zenginliği devlet hastanesini de aldı. Doğuya teselli olarak askeriyenin yanına il jandarma komutanlığı ve askerlik şubesi inşa edilmişti. Bunlar ne kadar teselli edebilirdi ki doğuyu? Fen Lisesi, Anadolu Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi, Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, Sosyal Bilimler Lisesi, Halk Eğitim Merkezi, Bilim ve Sanat Merkezi ve derken Spor Lisesi… Hep batıya inşa edildi. Görkemli bir eğitim kampüsü batıyı ihya etti. Bitti mi, hayır! Batı son bir hamle daha yapıp üniversiteyi de yüksekokulun yerine kurdurunca hâkimiyetini kayıtsız şartsız ilan ettirmiş oldu.

Doğu, kara bahtının karalığına yansın. Eski devlet hastanesinin olduğu şaşaalı günlerini ansın. Karayollarının kaldırılmasına, DSİ’nin sakinliğine ağlasın. Ne eylese boş, karalar bağlasın. Şevketli günlerini, Türk tarihinde olduğu gibi, saysın; Naharyolu sızlansın… Çünkü maziye karıştı doğunun azameti! Teselli ümidi olarak İbn-i Sina Hastanesiyle oyalansın. Sonra eski hastanenin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi olarak tekrar açılmasını bahtının bir nebze olsun aydınlanacağını düşleyip avunsun. Hem bu umut gittikçe güçleniyor artık, çok yataklı yeni yapılan bir hastane var… Felek ne zaman ne eyler bilinmez ki! Doğu, yeni hastane rüyasıyla eski günlerin umudunu parlatsın. Fakat emrihak vakidir ve dahi "ahir zamanda güneş batıdan doğacaktır" diyerek bu umudu baskılayalım biz. İlginçtir elbette, ülkenin yön göstergesinin bir ilde de aynı biçimde tezahür etmesi! Türkiye’yi, il Osmaniye’yle karşılaştırmak; parçada bütünü görmek olmalıdır  Osmaniye’nin bu yön eksenli gelişmişliği diğer birçok ilde de görülebilir sanırım.

Yazımın başında da dediğim gibi gençlik yıllarımda doğudan giriş-çıkış yaptım. Hasanbeyli, Düziçi, Bahçe ve K. Maraş ki bu çıkışlar Maraş’ı geçmemiştir. “Ay doğar aşar gider / Kızlar Maraş’a gider” türküsüne, ‘Erkekler de peşinden / Kim ayrılır eşinden” diye ekleme yapardım. K. Maraş’tan Osmaniye’ye geldikten sonra bir ayağımız hep Adana’ya kaydı, bir gözümüz de… Hatta üniversiteye başlayınca, 97 yılına kadar, 'Adanalıyık, Allah’ın adamıyık' naraları da attık.

Adana’yı aşıp batının uzak illere gittim. Liseli olunca Osmaniye’ye hep batıdan giriş-çıkış yapmaya başladım; tılsım bozuldu. Doğunun görkemi söndü, batı kendini bana göstermeye başladı. Isparta dönüşlerinde bunu hissettim. Düziçi’ne gelince bir nebze yine doğunun tılsımını aradım. Fakat üniversiteli olunca yine batıya mahkûm olduk. Osmaniye’nin gürbüz yoksulluğunun yanında Çanakkale ve Ankara dönüşlerinde batısında cılız bir yenileşmenin, güzelleşmenin olduğunu görüyordum. Bununla beraber içime bir ateş de hep düştü. Bu ateş, geldiğim yerlere göre gariban kalan Osmaniye’nin içler acıtan hal-i pür-melaliydi ki bu görünüm bir nebze değişse de hâlâ canlılığını koruyor.

Doğunun şevketli günlerinde yazları Hasanbeyli’ye, okul döneminde Düziçi’ye giderdim. Askeriyenin yeşilliği, eski devlet hastanesinin bakımlılığı, karayolları, DSİ, hastane etrafına o yıllarda yapılan yeni ve güzel boyalı evler bana: “Git, ama çabuk gel! Osmaniye ne güzel!” derlerdi sanki. Minibüslerle gider ve gelirken hayran hayran bunlara bakardım. Hele Osmaniye’yi geçtikten sonra yol kıyısındaki yapılar ki özellikle Seç Dinlenme Tesisinin inşası bana ne büyük heyecanlar yaşatmıştı. 'Osmaniyeli olmak' diye de bir şey yoktu o yıllarda, 'Adanalıydık' elbette. Sadece Osmaniye’de yaşamak vardı ve doğusunda portakal bahçeli bir evde yaşıyorduk. “Ey şevketli doğu günleri, niçin çocukluğumla beraber terk eylediniz Osmaniye’yi, beni?” gibi bir tirada başlamamak mümkün mü? Her geçen gün yükselen yeni binalar, kesilen portakal ağaçlarının ve yıkılan sarı pembe boyalı müstakil eski Osmaniye evlerinin iç acıtan haberini veriyordu. Her geçen gün yeşilden sıyrılan hızla betonlaşan bir Osmaniye'yi müjdeliyordu bizlere artık!

Önceleri Osmaniye’nin batısıyla ilgili duygusal bir bağım yoktu, o da oldu. Ne zaman ki hayırlı işe kalkıştık, o vakit kaydı gözümüz batıya. Ne güzelmiş stat, itfaiye, fidanlık… dedik. Böyle de oluyor yani, insan bazen sonradan da sevebiliyor. Epey bir vakit Raufbey mahallesinde ikamet ettiğimiz düşünülürse son bakışta da aşka inanmak lazım.

Son söz olarak ortayı bulmak adına şöyle demeliyim: Aslında şimdi ben ne batılı, ne doğuluyum. Tam ortada, Nasrettin Hoca hesabı, bahardan yanayım. Bana kalırsa, kuzey daha güzel; Salı Pazarı, İstasyon, Yeni Mahalle… Ne de olsa şimdiki ikametgâhımız bu yönde.

Yorumlar (0)
12
hafif yağmur
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 31 80
2. Fenerbahçe 31 75
3. Samsunspor 32 54
4. Beşiktaş 31 52
5. Eyüpspor 32 50
6. Başakşehir 31 48
7. Trabzonspor 31 45
8. Göztepe 31 43
9. Konyaspor 32 43
10. Kasımpaşa 31 42
11. Gaziantep FK 31 42
12. Kayserispor 31 40
13. Antalyaspor 31 40
14. Rizespor 31 37
15. Sivasspor 32 34
16. Alanyaspor 31 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 31 19
19. A.Demirspor 31 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 36 69
2. Karagümrük 36 63
3. Gençlerbirliği 36 62
4. Bandırmaspor 36 60
5. İstanbulspor 36 58
6. Erzurumspor 36 58
7. Iğdır FK 36 55
8. Boluspor 36 55
9. Amed Sportif 36 54
10. Ümraniye 36 53
11. Esenler Erokspor 36 52
12. Keçiörengücü 36 51
13. Ahlatçı Çorum FK 36 51
14. Sakaryaspor 36 48
15. Pendikspor 36 45
16. Manisa FK 36 44
17. Ankaragücü 36 42
18. Şanlıurfaspor 36 40
19. Adanaspor 36 30
20. Yeni Malatyaspor 36 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 34 82
2. Arsenal 34 67
3. Newcastle 34 62
4. M.City 34 61
5. Chelsea 34 60
6. Nottingham Forest 33 60
7. Aston Villa 34 57
8. Fulham 34 51
9. Brighton 34 51
10. Bournemouth 34 50
11. Brentford 33 46
12. Crystal Palace 34 45
13. Wolves 34 41
14. M. United 34 39
15. Everton 34 38
16. Tottenham 34 37
17. West Ham United 34 36
18. Ipswich Town 34 21
19. Leicester City 34 18
20. Southampton 34 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 76
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 33 66
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Villarreal 33 55
6. Real Betis 33 54
7. Celta Vigo 33 46
8. Osasuna 33 44
9. Mallorca 33 44
10. Real Sociedad 33 42
11. Rayo Vallecano 33 41
12. Getafe 33 39
13. Espanyol 33 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 33 37
16. Girona 33 35
17. Deportivo Alaves 33 34
18. Las Palmas 33 32
19. Leganes 33 30
20. Real Valladolid 33 16