30.03.2022, 09:48

Mahkeme yanılırsa İstinaf edersin; İstinaf yanılırsa en başa dönersin

Avukatların canını en çok sıkan kararlardan biri muhtemelen usulden red kararlarıdır. Usulden red kararının can sıkıcı yönü davanın esasına geçilmeden, derdiniz dinlenilmeden kırmızı kart görmek gibi bir karar olmasıdır. Bir de bunu –e-devletinde gören- müvekkile anlatmak var, o ayrı mesele.

Çeşitli sebeplerle mahkemeler gerek ilk derece aşamasında gerekse istinaf aşamasında usulden red kararı verebilirler. Usulden red kararlarının bir bölümü de dava şartına uyulmamasından kaynaklanır. 

Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Yani dava şartları, “dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.”  Dava şartına uyulmadı diye usulden red kararı ile karşılaşabilirsiniz.

Sosyal Güvenlik Kurumuna açılan davalarda da “kuruma başvuru zorunluluğu” dava şartı olarak öngörülmüş. İş Mahkemeleri Kanununun 4 üncü maddesine göre;

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulması zorunludur.

Bu nedenle SGK’nın işlemlerine karşı açılan davalar için öncelikle Kuruma başvuru yapılması gerekiyor. Eğer dava “hizmet tespit davası” ise Kuruma başvuru zorunluluğu yok. Çünkü kanun zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç diyor.

Hizmet tespit davaları işverene karşı açılıyor. İşverene açılan davada SGK da kanun gereği taraf oluyor.

… zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. … davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabilir. …

Feri müdahale; üçüncü kişinin, “davayı kazanmasında yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla,” dava yer alması anlamına geliyor. Bu nedenle hizmet tespit davalarında SGK üçüncü kişi olarak yer alıyor. Yer aldığı taraf davalının yani işverenin tarafı. Amacı ise davalı işverene yardımcı olmak(?)

SGK’nın hizmet tespit davalarında davalı mı feri müdahil mi tartışmasının geçmişi var elbette. Aslına bakarsanız ne davalı ne de feri müdahil olmasında hukuki bir yarar bulunuyor. SGK işin dışında da olsa illa içinde olsun isteniyor. Anayasa Mahkemesi E.2014/177, K.2015/49sayılı kararında bu duruma ilişkin bir yorum yapıyor.

Uygulamada, hizmet tespit davalarında işveren ile birlikte SGK da hasım gösterilmektedir. Yerleşik Yargıtay içtihadına göre, Kuruma husumet yöneltilmeyen hizmet tespit davalarına ilişkin karar­ların uygulanması zorunluluğu bulunmamaktadır. Bunun için açılan davalarda Kurumun hasım olarak gösterilmesi gerekmektedir.

Hizmet tespit davalarında ferî müdahil olarak işveren yanında katılan SGK’nın, işverenin başvurmaması durumunda dâhi kanun yoluna başvurabilmesinin, 6100 sayılı Kanun’da yer alan ferî müdahaleye ilişkin hükümlerle uyarlı olmadığı açıktır.

Öte yandan ferî müdahale bir usul hukuku müessesesi olup yukarıda açıklandığı üzere hukuk devletinde kanun koyucu, Anayasa’nın temel ilkelerine ve Anayasa’da öngörülen güvence kurallarına bağlı kalmak koşuluyla, yargılama usullerinin belirlenmesi konusunda takdir yetkisine sahiptir.

Maddenin gerekçesinden, kuralın amacının, Kurum aleyhine veya lehine yargılama giderine hükmedilmesinin engellenmesi olduğu anlaşılmaktadır. Hizmet tespiti davalarında, uyuşmazlığın asıl tarafları, işçi ile işveren olup Kurumun uyuşmazlığın özüyle bir ilgisi bulunmamaktadır. Ancak, bu davanın sonucunda verilecek kararda belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınarak ilgilinin hizmet süresini hesaplaması gerekeceğinden kamu menfaatlerinin de yeterince korunabilmesi amacıyla, SGK’nın da bu davalarda hasım olarak gösterilmesi gerektiği Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiştir.

SGK’nın hizmet tespit davalarında feri müdahil olması bu gerekçelerle açıklanıyor.

SGK’nın dahil olduğu hizmet tespit davası; “hizmet tespit davası 5510 sayılı Kanun’a göre sigortalı sayılan iş­lerde çalışanların SGK tarafından tespit edilemediği veya eksik bildirilmiş hizmetlerin tescil edilmediğinin sonradan öğ­renildiği durumlarda bu hususların tespiti amacıyla açılan bir davadır.

Hizmet tespit davasıyla kamu düzeninden olan sigortalılık yani hizmet tespit edilmektedir. Hizmet ise sigortalının çalıştığı süre ve elde ettiği kazancı ifade eder. Yani sigorta prim günü ile prime esas kazancın toplamı sigortalı hizmeti verir. Bu iki parametre üzerinden emekli aylığı hesaplanır.

Bu nedenle hizmet tespit davasında üç çekişme ileri sürülebilir.

  • Sigortalılık bildirimi hiç yapılmamıştır, (sigortasız)
  • Sigortalıya eksik gün bildirimi yapılmıştır. (30 yerine 15 gün)
  • Sigortalının prime esas kazancı eksik bildirilmiştir. (İki asgari ücret yerine bir asgari ücret)

Üç çekişme de hizmet tespit davasının konusudur. Bu çekişmelerde Kuruma başvurma zorunluluğu olmadığı gibi hukuki bir yarar ve itirazın uygulama imkanı da yoktur.

5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kanununun 86 ncı maddesine göre;

Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca işyerinde fiilen yapılan tespitlerden …. soruşturma, denetim ve incelemelerden kayıt ve belgelere dayanmaksızın çalıştığı belirlendiği halde, hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının Kuruma bildirilmediği anlaşılan veya eksik bildirildiği tespit edilen sigortalıların geriye yönelik hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının, en fazla tespitin yapıldığı tarihten geriye yönelik bir yıllık süreye ilişkin kısmı dikkate alınır.

Kanuna göre Kurum ancak fiilen denetim esnasında hizmet tespit edebilir. Bu tespit de geriye doğru bir yıl olabilir. Hizmet tespit davasının işten ayrılan kişi tarafından “sigortam yatmadı, eksik yattı” diye işten ayrılıp dava açması durumunda SGK’nın zaten yetkisi yoktur. Çünkü denetime gidilse fiilen çalışan bir davacı yoktur.

Peki, aylık primin 30 gün olduğu ama prime esas kazancın eksik bildirildiğinin iddia edildiği davalarda SGK’ya başvuru zorunlu mudur?

Eksik kazanç bildirimlerinde prim gün sayısı ile ilgili sorun yoktur. Dava edilen, kazancın eksik bildirilmesidir. İş Mahkemeleri Kanununda “zorunlu sigortalılık süreleri hariç” SGK’ya başvuru, dava şartı olarak belirlenmiştir. Peki, kazancın eksik bildirilmesi zorunlu sigortalılık süresine ilişkin midir?

Zorunlu sigortalılık süresi sigortalının çalıştığı gün ve elde ettiğikazançtır. Bu nedenle prim günü ile kazanç mütemmim cüz’dür. Gün varsa kazanç vardır, kazanç varsa gün. Bu nedenle prime esas kazancın eksik bildirilmesi de prim günün eksik bildirilmesi de “zorunlu sigortalılık süresinin” eksik bildirilmesidir.

Kazanç tespiti davalarında, davaya bakan mahkeme prime esas kazancın “zorunlu sigortalılık süresi” kapsamında olmadığı gerekçesiyle davayı usulden reddedebilir. Böyle bir durumda istinaf yolunda “mahkeme gün ve kazancı ayrı değerlendirdi, her ikisi de zorunlu sigortalılıktır” savı ileri sürülebilir. Elbette istinaf merci bunu değerlendirir.

Mahkemenin prime esas kazanca ilişkin hizmet tespit davasında işin esasına girip karar vermesi de mümkündür. Böyle bir durumda davalı işveren istinaf yoluna gidecektir. Kanunda öyle bir hüküm vardır ki, işveren (davalı) istinaf yoluna gitmese de SGK istinaf yoluna gidebilmektedir.

İstinaf yolunda Bölge Adliye Mahkemesi davaya bakıp “kazanç tespit davası hizmet tespit davası değildir, SGK’ya başvuru gerekir” de diyebilir. SGK’ya başvurmadığınız için de davanız usulden reddedilir.

Kazandığınız davanın istinaf aşamasında aldığınız usulden red kararı sonrası SGK’ya usulden bir başvuru ile usulden bir red kararı alıp yeniden dava açabilirsiniz. Böylece usul yerini bulmuş olur.  

Kaynak:

1- Yerleşik yargı kararlarından derlenmiştir.
2- https://normkararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/ND/2015/49?KararAramaRaporu=1&KelimeAra%5B%5D=feri%20m%C3%BCdahil&KelimeAra%5B%5D=hizmet%20tespiti

Site: Vergialgi

Yorumlar (0)
12
hafif yağmur
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 13 32
2. Fenerbahçe 13 31
3. Trabzonspor 13 28
4. Samsunspor 13 24
5. Göztepe 13 23
6. Gaziantep FK 13 22
7. Beşiktaş 13 21
8. Alanyaspor 13 15
9. Konyaspor 13 15
10. Kocaelispor 13 15
11. Çaykur Rizespor 13 14
12. Antalyaspor 13 14
13. Başakşehir FK 13 13
14. Kasımpaşa 13 13
15. Gençlerbirliği 13 11
16. Eyüpspor 13 9
17. Kayserispor 13 9
18. Fatih Karagümrük 13 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 14 29
2. Esenler Erokspor 14 28
3. Bodrum FK 14 27
4. Amed SK 14 26
5. Çorum FK 14 25
6. Erzurumspor FK 14 23
7. Bandırmaspor 14 23
8. Iğdır FK 14 22
9. Serik Belediyespor 14 22
10. Van Spor FK 14 21
11. Boluspor 14 20
12. Keçiörengücü 14 18
13. Sakaryaspor 14 18
14. Sivasspor 14 17
15. İstanbulspor 14 15
16. Ümraniyespor 14 14
17. Manisa FK 14 13
18. Sarıyer 14 11
19. Hatayspor 14 4
20. Adana Demirspor 14 1
Takımlar O P
1. Arsenal 12 29
2. Chelsea 12 23
3. Manchester City 12 22
4. Aston Villa 12 21
5. Crystal Palace 12 20
6. Brighton & Hove Albion 12 19
7. Sunderland 12 19
8. Bournemouth 12 19
9. Tottenham 12 18
10. Manchester United 12 18
11. Everton 12 18
12. Liverpool 12 18
13. Brentford 12 16
14. Newcastle United 12 15
15. Fulham 12 14
16. Nottingham Forest 12 12
17. West Ham United 12 11
18. Leeds United 12 11
19. Burnley 12 10
20. Wolverhampton 12 2
Takımlar O P
1. Real Madrid 13 32
2. Barcelona 13 31
3. Villarreal 13 29
4. Atletico Madrid 13 28
5. Real Betis 13 21
6. Espanyol 13 21
7. Getafe 13 17
8. Athletic Bilbao 13 17
9. Sevilla 13 16
10. Real Sociedad 13 16
11. Elche 13 16
12. Celta Vigo 13 16
13. Rayo Vallecano 13 16
14. Deportivo Alaves 13 15
15. Valencia 13 13
16. Mallorca 13 12
17. Osasuna 13 11
18. Girona 13 11
19. Levante 13 9
20. Real Oviedo 13 9